Kime tutunacağız ki bundan sonra, söylesenize tutunacak dalımız mı kaldı? Müzey

Kime tutunacağız ki bundan sonra, söylesenize tutunacak dalımız mı kaldı?

Müzeyyen Senar gittiği günden bu yana bir daha; “Aşık gibi sevmezsen, kardeş gibi sev beni” diye sevebilecek çıkar mı? “Benzemez kim sana” derken içimizi kim cız ettirecek ki?

Ya Zeki Müren gibisi gelir mi bundan sonra? Kim, “Gözümden öpme ayrılıktır derdin. Öpmedim, ayrılmadık mı” diye soracak? Peki ya kim gitme sana muhtacım diyecek? Kim sevdiğini gözlerin doğuyor gecelerime deyip özleyecek? Akşam olup gizli gizli kim ağlayacak? Kim dertli gönüllere girecek?

Ya simsiyah gecelerin koynunda Barış Manço' nun “Uzaklarda bir yerde güneşler doğuyor” sözleri ve bizi o çok uzak yerlere savuruşu? Ne sözler yetiyor, düğümlenen kelimelere, ne de susuşlar.

Ferdi Özbeğen' siz zamanlardayız hem, kim soracak şimdi; gülmek için yaratılmış gözlerdeki yaşın hesabını?

Kayahan gibi; “Bizimkisi bir aşk hikayesi, siyah beyaz filim gibi biraz” diye bizi geçmişimize savuracak var mı bu devirde? Usta; “Sen iskambil kağıtlarından fal bakardın, istediğin çıkmadığında kağıtları bir daha karardın” derken nasıl da vurmuş dibine anlamların!

Peki ya kim kıyıda köşede kaybolan gülüşleri hatırlayacak? Tanju Okan da yok artık, kadınım yorumundan sonra geriye ayrılığa dair söylenecek pek bir şarkı kalmamıştı zaten.

“Ya bir menekşe kokusunda seni aramak var ya” derken ciğerimizi Ahmet Kaya’dan başka kim böyle derinden sızlatacak ki?
“Acı çekmek özgürlükse, özgürüz ikimiz de.” derken kim fırtınalar estirecek ruhumuzda. “Dün gece gördüm düşümde, seni özledim anne diye anaya vuslatı kim böyle içten söyleyecek. Kim son pişmanlığı "Seninle bir bütün olabilirdik.” diyerek itiraf edecek?

Hem son pişmanlık neye yarar? Zaten “Kaç kadeh kırıldı sarhoş gönlümüzde!” Müslüm Baba bile öldü be, şimdi kim, “Hangimiz düşmedik kara sevdaya, hangimiz sevmedik çılgınlar gibi” diye haykırarak içimizi titretecek?

Söylesenize kim?

-alıntı-

What do you think?